Dijitale Uzak, İflasa Yakın! Hotiç Neden İflas Koruma Başvurusunda Bulundu?

For English, please click here.

Dijitalleşmeyen şirketler, iflasa bir adım daha yaklaşıyor

Geçtiğimiz günlerde, 1938 yılında kurulan ve şu anda 7 ülkede 161 mağazası bulunan Hotiç markası, iflas koruma başvurusunda bulundu. Buna gerekçe olarak da Türkiye’deki mevcut para krizini gösterdi. Türkiye gerçekten de zorlu bir dönemle karşı karşıya. Dövizdeki dalgalanmalar 80 yıllık bir şirketi zor durumda bıraktı. Açıkçası, döviz krizi konkordatonun tetikleyicisi olmasına rağmen, çoğu Türk markası ile birlikte Hotiç’in temel sorunu, dijital çağı ve trendleri yakalayamamasıdır. Fiziksel mağazalara yapılan yatırımlar, geç kalınan ihracat hamleleri ve ihmal edilen dijital kanallar H&M, ToysRus ve Sears gibi büyük firmaların da sonunu hazırlamıştır.

Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri’nde 2017 yılında 105 milyon metrekarelik perakende alanı kapandı. Bu rakam 2018 yılının henüz 4. ayında 90 milyon metrekareye ulaştı. Her yıl satışlarını %10-15 arttıran ve bunu da %10-15 yeni mağaza açılımları ile gerçekleştiren H&M’in son 18 ayda şirket değerinin %66’sını yani 30 milyar dolar kayıp hanesine yazıldı. Fiziksel mağazalarda satışlar azalmakta, sanılanın aksine bir artış yok. Kendi markasıyla hızlı moda satan NA-KD ise çevrimiçi olarak dünya çapında 0’dan 1 milyon müşteriye 3 yıldan kısa bir sürede ulaştı. Bu süreçte 170’ten fazla ülkeye global satış yaptı ve yıllık satışlarda 100 milyon USD’yi aştı.

Açıkçası Hotiç’in zor durumda kalmasının arkasındaki gerçek sebep, sadece para krizi değildir. Basit bir şekilde ortaya koymak gerekirse, fiziksel mağazalar açarak büyüme formülünün artık kazanan bir formül olmaması, ciddi bir dijital strateji ile birleştirilmesi gerektiğidir.

Peki, Hotiç veya diğer markalar bu tür durumlarda nasıl kurtulur ve neler yapması gereklidir?

E-ticaret siteleri, mağazalar arasında amiral gemisidir. Hotiç, diğer birçok marka ile birlikte, e-ticaret mağazasına, bir fiziksel mağazanın kirasından daha az harcama yapıyor. Birçok e-ticaret sitesinde satılan ya da satılabilecek ürünlerin stok-ürün bilgileri güncel değil. Satışı yapılabilecek ürünler bile listelenmemiş durumda. Bunun çözümü için ise, tüm karsız mağazaları kapatmak ve oradan sağlanan tasarrufu e-ticaret kanallarına yönlendirmek olabilir. Bu yolla sadece e-ticaret hacmini artırmakla kalmayacak, aynı zamanda fiziksel mağaza satışlarını da artıracaksınız.

Bununla birlikte e-ihracat ile büyüme de bir başka fırsat olabilir. Ürünlerin ihraç edilmesi markanızın döviz kurlarından etkilenmesini minimize edecektir. Hotiç örneğinden devam edecek olursak, e-ticaret sitesinde İngilizce seçeneği bile mevcut değil. İlk olarak, tüm ürünlerin aynı anda İngilizce ve Türkçe olarak sunulduğu bir ihracat stratejisini benimseyin. Müşterilerin nereden satın alım yaptıklarını (talep potansiyeli olan yerleri belirleyebilir) görebilirsiniz. Çevrimiçi ve çevrimdışı varlığınızı o dilde ve pazarda genişletebilirsiniz.

Bir diğer çözüm önerisi ise Z nesline ayak uydurmak olabilir. Bu bağlamda Instagram üzerinde takipçi satın almayın. Çünkü Z nesli ağırlıklı olarak özgünlük arayışında. Şu anda Hotiç, takipçileri arasından % 0,3’ten az bir etkileşim oranına sahip. Z nesli için etkileyici bir marka genellikle %5-10 katılım oranına sahiptir. Nusr-et’i bu konuda iyi bir örnek olarak gösterebiliriz.

Yeni ürünleri pazara sunarken influencer kullanmaya özen gösterin. Örneğin, global influencerların kendi ayakkabılarını ve ayakkabı çizgilerini Hotiç ile birlikte tasarlamasını sağlayabilirsiniz. Pazarlama departmanınızı Z kuşağından oluşan bir ekiple oluşturarak daha iyi çalışmalar yapabilirsiniz.

Türkiye, marka ve teknolojiler geliştirebilen, üretici ve ihracatçı bir ülke olmak zorundadır. Bunu yapmanın tek yolu, ihracat öncelikli ve dijital dünyaya hâkim bir alt yapıdan geçmektedir.

Search Posts

Search

Social Media

Recent Posts